Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD)’nin manzaralı platformda yayınlanan aktifliğine katılan Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Lideri Mustafa Ercan, “Başta mermer olmak üzere madenlerimizi kıymetlendiremiyoruz. Yüzölçümünün yüzde 68’i orman olan vilayetimizde yüzde 1’lik alanda yapacağımız faaliyetlerin müsaadesi 4 yılda çıkmıyor” dedi.
Ekonomi gazetecileri ile meslek odası liderlerini manzaralı platformda bir ortaya getiren EGD’nin ‘Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor’ aktifliği sürüyor. Her hafta farklı kentlerin nabzını tutan programda bu defa turizmin değerli kentlerinden Muğla konuşuldu. EGD Lideri Celal Toprak ve EGD İdare Konseyi Üyesi Mehmet Uluğtürkan’ın moderatörlüğündeki programda Muğla’nın turizm, tarım ve madencilik alanındaki gelişmeleri değerlendirildi.
TURİZM ÇALIŞANLARINA AŞI ÖNCELİĞİ
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Lideri Mustafa Ercan, turizmde yok kararında sayılabilecek bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, “Her yıl 3 milyonun üzerinde turist ağırlayan Muğla, pandemi münasebetiyle en kıymetli dalında büyük darbe aldı. Yeni bir döneme hazırlanırken turizm çalışanlarımıza aşı önceliği talep ediyoruz” dedi.
Turizmden sonra Muğla iktisadının en değerli bölümlerinden birinin mermer, doğal taş ve madencilik kesimi olduğunu belirten Muğla TSO Lideri Mustafa Ercan, “Orman idaresiyle çok önemli dert yaşıyoruz. Yeraltındaki madenlerimizi çıkararak ülkemizin ihracatına, işsizlerimizin istihdamına, Muğla olarak yaklaşık 600 milyon dolara ulaşan ihracatımıza katkı sağlamak istiyoruz. Lakin, müracaat edildiği halde 4 yıldır sonuçlandırılmayan müsaade taleplerimize karşılık verilmiyor. Hem ilimiz hem Türkiye kaybediyor. Yüzde 68’i orman olan vilayetimizde madencilik için talep ettiğimiz alan yüzde biri bulmuyor” dedi.
KÜTÜK MERMER İHRACATI YASAKLANMALI
Antik kentlerin yollarından heykellerine Muğla Beyaz Mermeri kullanıldığına vurgu yapan Ercan, “Rengi, yüksek sertliği, dayanaklılığı ve homojenliğiyle dünyada hiçbir vakit modası geçmeyen çok özel bir mermerimiz var. Geçtiğimiz yıl coğrafik işaretini aldığımız ‘Muğla Beyaz Mermeri’ başta olmak üzere Anadolu mermerinin kütük olarak ihraç edilmesinin yasaklanmasını talep ediyoruz. Bu kıymetimizin işlenerek, katma kıymet yaratılarak zenginliğinin ülkemize kazandırılmasını talep ediyoruz. 1,7 milyar dolarlık Türkiye mermer ihracatının yüzde 12’sini gerçekleştiren Muğla olarak işlediğimiz mermeri dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz. Buradaki ihracatımızı ve istihdamımızı artırma uğraşımıza Orman idaresi müsaade vermeyerek pürüz oluyor. Zenginleşmek isteyen Türkiye’nin her alandaki üretimi engellemeye değil dengeyi sağlamaya muhtaçlığı var” diye konuştu.
BALIK DA ÜRETMEK ZORUNDAYIZ
Benzer kısıtlamanın balık yetiştiriciliğinde de yaşandığını anlatan Ercan, “Kıyıda gerçekleştirdiğimiz balık üretimini açık denizlere taşıdık. Balık çiftliklerimiz denizi asla kirletmiyor. Lakin balıkçılarımızın lobisi yok. Turizmcilerimizin lobisi ise çok güçlü. ‘Balık çiftlikleri manzaramızı bozuyor’ diyenler bile oldu. Balık yetiştiricilerimiz eserlerinin yüzde 80’ini ihraç ederek bu ülkeye döviz kazandırıyor. Yanı sıra vatandaşlarımızın ucuz balık tüketmelerine imkân sağlıyor. Türkiye, her alandaki pahasını çevreyi kirletmeden kıymetlendirmek zorunda. Buna denizini, madenlerini pahalandırmak de dahil” biçiminde konuştu.
HİÇBİR TEŞVİKTEN YARARLANAMIYORUZ
Muğla Ticaret Borsası (MTB) Lideri Hurşit Öztürk de Bodrum, Marmaris, Datça, Dalaman, Fethiye üzere ilçelerin turizm gelirlerinden ötürü Muğla’nın gelişmiş vilayet statüsü kazandığını, bu durum nedeniyle verilen hiçbir teşviklerden kentlerinin yararlanamadığını belirterek, “Türkiye’nin narenciye ve yaş zerzevat meyve üretiminde kelam sahibi kentlerden biriyiz. Fakat bu alanda birden fazla vakit milletlerarası siyasetten olumsuz etkileniyoruz. En büyük pazarımız Rusya, domates almaktan vazgeçtiğinde ya da kota koyduğunda üreticimiz mağdur oluyor. Türkiye’de çam balı üretiminin yüzde 80’ini gerçekleştiriyoruz lakin bidonlarla satıyoruz. Bir marka oluşturabilmiş değiliz. Teşvik alamadığımız için kâfi yatırım yapılmıyor. Bırakın devletin teşviklerini AB’nin IPARD kapsamında bile olmadığımız için kâfi yatırım alamıyoruz. Son yıllarda coğrafik işaret aldığımız eserlerle farkımızı ortaya koyma uğraşımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede coğrafik işaret almış ya da alma sürecindeki Muğla Saraylısı, Muğla Tarhanası, Muğla Köftesi, Muğla Beyazı Mermeri, Ortaca Limonu, Dalyan Narı, Kavaklıdere Cevizi, Gökova Susamı, Datça Işıklı Bademi ve Ula Sarımsağı üzere eserlerimiz oldukça ilgi görüyor” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
